ne bu rüya bitti ne sonu geldi uykuların
ığlı, kara çantalı ve şapkalı
karısını mahalle düğününde beğenen
kente köpek cinsinden bulutlar getiren
bir caka satar bir pilli radyo bir ustura
 
ığlı, kara çantalı ve şapkalı
yolcudur, pıhtı atar yaralarıyla kullanır otobüs kartımı
her gün ölmek ister ve caraskal çekilir boynuna
yaşarken puro içmek ister ve kuklalara özenir
bir de taklacı güvercinlere
kamış beline dört beden büyük pantolon giyen
küfürler savuran kaldırımdan kaldırıma
böylesine ancak esat’ta rastlanır
ve isa’nın elleri kokar ellerinden
 
bu yangın yerinde bir çiçek açarsa
lekesiz bir kumaş getirin bana
ona ölümün turuncu hayvanlarını
ona ölümün portakallarını
çizmelerini ve yutak iltihabını çizeyim ona
ığlı, kara çantalı ve şapkalı
süslenmiştir, baldızına götürür bu gobleni
ne sonu geldi uykuların ne bu rüya bitti